3 Temmuz 2013 kulübün başından geçen en güzel tarihlerden biriydi bana göre. Zira o gün Zelimir 'Zeljko' Obradovic, Ülker Sports Arena'da taraftarların da katıldığı törenle 2 yıllık resmi sözleşmeye imzayı atmıştı. Tarihin yine 3 temmuz'u göstermesi ironikti de bir yandan. 2011 yılında yaşanan süreç malum. En kötü günlerden biri de en iyi günlerden biri de aynı ayın aynı gününe denk geliyordu böylece. İlgili ilgisiz herkesin dikkatini çekti bu hamle ve bir şeylerin değişeceğinin sinyalini verdi.
2003-2004 yılında NBA'deki Detroit Pistons şampiyonluğundan bu yana basketbolu takip ederim. Avrupa basketbolunu pek sevmediğim için çok sevdiğim çubukluyu bile izlemezdim basketbolda, göz ucuyla arada bakardım sadece. Pianigiani dönemiyle değişmeye başladı bu, Obradovic'in gelişiyle değiştiği kesinleşti. NBA kadar sevmesem bile işin içine taraftarlık da girince kaçınılmaz oluyordu zaten sevdiğim bir sporda desteklediğim takımı takip etmek. Basketbola karşı ilgili olup da Obradovic ismini duymamak mümkün değil. Adı geçmeye başlar başlamaz çok heyecanlandım ve o süreci adım adım takip etmeye çalıştım. İlk olarak bunu başardı Obra. Ben ve benim gibi taraftarlara takımın varlığını hatırlattı. Hatta basketbola hiç ilgisi olmayan taraftarlara bile yeni bir kapı açtı. Bu sezon normalde basketbol izlemeyip de izlemeye başlayan bir sürü insan var benim çevremde.
Haftaya bu saatlerde kulüp tarihinin en önemli maçlarından biri oynanıyor olacak Madrid'de. Kupaya uzanmak için ilk müsabaka olan Real Madrid maçı. Bunun için ne kadar teşekkür etsek az koça. Çoğumuza, unutmayacağımız bir anı bahşetti şimdiden. İleride anlatılacak bir takım yarattı. İlk kez çıkmıştık o seviyelere ve çok güzel, özel ve karakterli bir takımımız vardı diye anlatmaya başyacağımız bir takım. Çubuklunun hakkını sonuna dek veren bir takım. Benim izlediğim en karakterli takım. Düştüğü yerden ayağa kalkabilen ve vazgeçmeyen bir takım. Tel Aviv, Atina (Panathinaikos+Olympiakos), Moskova ve Barcelona deplasmanlarının hepsinden galibiyet çıkaran ve de bunu bir sezon içinde yaparak ilk olan bir takım (Bu istatistiğe ilk dikkat çeken Utkan Şahin'e de teşekkürler). 2014-2015 Fenerbahçe Ülker kadrosu böyle anılacak bir takım işte.
Eski yazılarıma göz attım geçen hafta. Hiçbir zaman koça güvenimi kaybetmediğimi bir kez daha görüp mutlu oldum. Top 16'da içeride kaybettiğimiz Olympiakos maçı sonrası Final 4 zora girdi diye düşünüyordum. Zira Final 4 için önemli adımlardan biri olan saha avantajıyla gruptan çıkmamız çok zorlaşmıştı fakat koç bir kez daha zoru başardı. Bu düşünceye rağmen koça güvenimi hiç kaybetmedim, nadiren sarsıldığı oldu ama o yoldan sapmadım. Özellikle koça güvenenler ve inananlar bu sevinci sonuna kadar hak etti. Zira Obradovic gibi bir isme bile nasıl eleştiriler, iftiraya varan saptamalar yapıldığını hepimiz gördük. Sana inanıp güvenenlere bu mutluluğu yaşattığın için kendi adıma bir kez daha teşekkür ederim koç. Kariyerinde hemen her başarıyı bulundurmana rağmen hala işini hakkıyla yaptığın ve burayı evin gibi benimsediğin için de. Bizi çılgınlar gibi sevindirdiğin için de.
Sonuç ne olursa olsun harika bir sezon geçirdik. Bu harika sezon umarım kupayla taçlanır. Koç baştan aşağı değiştirdi buradaki yapıyı. Hatta son olarak taraftara da son derece haklı bir sitemde bulundu Anadolu Efes maçı sonrası. Bu takım çok daha fazla desteği hak ediyor. Umarım bunun farkına varır ve bir daha Obra'yı böyle bir hayal kırıklığına uğratmayız. Yapı böyle devam ettiği sürece (Obradovic ile yola devam edildiği ve yönetimin Ülker'de olduğu müddetçe); bu sezonki Final 4 başarısının havada kalmayarak, istikrarla pekişeceğine inanıyorum. Bu takımın bu yola girmesinde emeği geçen; Ülker grubu, Ahmet Özokur, Zeljko Obradovic, Maurizio Gherardini ve kalan herkese dolu dolu teşekkürler. Yolumuz açık olsun, Madrid'in sonu bugünlerden de mutlu olsun.
Aybars Elmacıoğlu (@aelmacioglu)
Bilgileriniz için çok teşekkürler.
YanıtlaSilSitemize bekleriz www.bim-aktuel.site