2 Mayıs 2014 Cuma

19 YA DA 28... ŞAMPİYON OLUNUR, FENERBAHÇE OLUNAMAZ!

Her yazıya 3 Temmuz ile başlamak, evet biraz rahatsız edici ama "o gün"ü anmadan muhteşem Fenerbahçe direnişini ve o direnişin sonunda ulaştığımız muhteşem şampiyonluğu anlatmak biraz eksik olacaktır. O yüzden yazının içerisindeki atıflar için sizi şimdiden uyarıyorum.

İlk sözlerim Aykut Kocaman'a. Kocaman yürekli adamın kurduğu o kadro, bu sene ligi domine etti. Mehmet Topal transfer edildiğinde dalga konusu olmuştu, Ha keza Caner Erkin sol bek oynatıldığında. Şimdi görüyoruz ki bu iki oyuncu Fenerbahçe 11'inin demirbaşı ve şampiyonluğun baş mimarı oldular. Yine kocaman yürekli adamımızın ısrarla transferini istediği Bruno Alves ve Emenike ve Alper Potuk, kadroya kattığı Kuyt, Webo, Sow ile kadro planlamacımızdı da kendi olmasa bile. Bu şampiyonlukta katkısı azımsanmayacak kadar çok.


İlk olarak Aykut Hocamızı andık diye sanılmasın ki Ersun Hocamızı küçümsüyoruz. Ersun Yanal, -hem de hiç kendini ön plana atmadan- o kadar güzel işler yaptı ki...Kendisine sayfalarca övgü dizmek gerek. Sürekli gol arayan, dikine oynayan, hiç yılmayan bir takım yarattı. Elindeki oyuncuların özelliklerini ve kadro yapısını en verimli kullanacak bir şekilde dizdi takımı sahaya ve oyun taktiğini de bunu göz önünde bulundurarak yaptı. 




Taraftarlar...Hiç yılmadılar. 3 Temmuz'dan sonra yaşanan kenetlenme, avuçlarımız içindeki hırs, gözlerimizdeki inanç hiç eksilmedi. Maçlarımızın neredeyse 3'te 1'ini kadın ve çocuklara oynadık. Kadınlarımız...Onlar da hiç yılmadı.

Mehmet Topal ve Caner Erkin başta olmak üzere futbolcularımız, sadece kısa düşüşler yaşadılar. Sürekli saldırdılar. Nisan ayında şampiyonluk yaşattılar bize. Mayısları onlara bıraktık. 

TFF'ye göre 19, bize göre 28. şampiyonluk geldi.

Ali İsmail Korkmaz,
Ahmet Atakan,
Mümtaz Amca, 
Selçuk Yula, 
Serkan Acar,
ve diğer kaybettiklerimiz için.

Bekir İrtegün'ün dediği gibi "bütün biber gazı yiyenler için."

(dmitri fedorovic)