İki takım için de önemi yüksek bir maç oynandı dün akşam Abdi İpekçi'de. Grupta ilk dört takım yani çeyrek final oynayacak takımlar aşağıdaki takımlardan biraz ayrılmış durumda. Efes 4-3 durumda altında Laboral Kutxa 3-4 ile takip ediyor fakat onlar da hep altındaki takımlara karşı kazanmış durumda. Bu maçın önemi grupta üçüncülük için bir adım öne çıkmak ve ikinciliği zorlayabilmek diyebiliriz. Üçüncü olmak bile değerli zira karşıdan yüksek ihtimalle birinci çıkacak takım Real Madrid. Durum böyle olunca, üste bir de yerel rekabet söz konusu olunca başa baş bir maç izledik. Parkedeki oyundan çok sonuç istiyordu iki takım da, haliyle taktik savaşına da döndü maç.
Anadolu Efes; Doğuş, Janning, Cedi, Saric, Krstic beşiyle, Fenerbahçe Ülker; Zisis, Goudelock, Bogdanovic, Bjelica, Semih beşiyle çıktı parkeye. Savunmaların ön planda olduğu, iki takımın da biraz birbirlerini tarttığı bir başlangıç izledik ilk periyotta ilk beşler sahadayken. Efes özellikle Fenerbahçe kısalarını baskılı savundu. En başta da Doğuş Gou'ya yaptı bu savunmayı. Doğuş oyundan çıkana kadar zaman zaman Gou'ya top dahi aldırmadığını gördük. Kısa oyuncularımız kilitlenince skor bulmakta da zorlandık. Fenerbahçe ise öncelik olarak Efes'i pota altında durdurmayı tercih etti. Doğuş'un oyunda olması Efes'i neredeyse 4 kişi bırakıyor zira hücumda. Etkili savunmalar, hücumdaki takımları top kaybına zorladı çeyrek genelinde. Doğal olarak skor açısından kısır bir periyot izledik. Aslında serbest atış çizgisinden daha yüzdeli atabilsek biraz daha skor bulabilirdik. Efes takım faul hakkını ilk periyodun bitimine 5.50 kala bitirdi, biz de bundan biraz da olsa faydalandık ve çizgiye gittik birkaç kere. Periyot boyunca toplam 6-7 basket oldu zaten. Sayıların ciddi bir bölümü çizgiden geldi.
İkinci periyot ilk periyodun aksine hücumların daha ön planda olduğu bir çeyrek oldu ve karşılıklı serilerle başladı. Emir'in etkili oyunu ve Hickman'ın dönüşü bizim adımıza hücumun daha iyi işlemesini sağladı. Efes'te de Heurtel'in oyuna dahil olması ve Lasme'nin pota altını kapatması hücum verimliliğini arttırdı. Emir ve Heurtel de pnr oynamaya başladı, perde çıkışı doğru oynayan takım sayıya ulaştı genelde. Vesely ve Lasme sahada olunca iki takım da savunmada genelde switch yaparak oynadı haliyle. Emir'in perde sonrasında doğru oyunlarıyla ve uzunların performansıyla sayıya ulaştık genelde. Perde sonrası pozisyonları bozulan savunmaya karşı da ters eşleşmeyi aradık zaman zaman ve bundan da verim aldık. İkinci periyodun bitimine 6.20 kala Bje ilk kez kenara geldi ve yerine Oğuz oyuna dahil oldu tekrar. Oğuz'un oyunda kaldığı 2.5 dakika Fenerbahçe savunması adeta acı çekti. Her pozisyonda savunmanın dengesini bozdu Oğuz. Her switch sonrası ayaklarının yavaşlığından ötürü büyük açıklar verdik neredeyse. Obra da müdahale edip Semih'i oyuna geri aldı. Efes tarafında da bu sorun Krstic oyundayken görüldü. Bitime 2.25 kala Krstic oyuna döndü. Hemen ardından ilk pozisyonda Hickman turnikeyi bıraktı, ondan sonra -Semih üçleyince tekrar oyuna dahil olan- Bje Krstic'le karşı karşıya kalınca pozisyonunu yarattı ve isabeti kaydetti şutunda, ondan sonraki pozisyonda topu çaldık ve Hickman'ın harika pasını Vesely sayıya çevirdi. Bu üç pozisyonda da Krstic'in savunma zaafı sayesinde sayıyı bulduk. Özellikle Vesely'nin pozisyonunda Efes topu kaybettiğinde Krstic bir iki saniye kadar donuyor sonra uyanıyor ve geri koşmaya başlıyor fakat yetişemiyor beklendiği gibi.
Üçüncü çeyrekte; Efes adına Draper, bizim adımıza Bje biraz daha ön plana çıkan oyuncular oldular. Periyodun hemen başında Bogdanovic ribaundu aldıktan sonra Saric'in ayağına basınca ayağını burkarak kenara geldi ve oyuna tekrar dahil olamadı. Bu arada 2 hafta kadar oynayamayacakmış Ligtv'nin sitesinde okuduğuma göre. Bu sakatlık moral bozdu tabii, planları değiştirmek durumunda bıraktı Fenerbahçe'yi. Bogdan pek etkili bir maç çıkaramadı ama hiçbir şey olmasa spacing anlamında ciddi katkısı oluyor. Ki kötü gününde bile akıllı oynadığı için belli bir fayda sağlıyor takıma. En olumsuz şey ise çeyreğin bitimine daha 6 dk kala faul hakkımızı doldurmamız ve Semih ile Vesely'nin dörtlemesi oldu. Açıkçası son çeyrek öncesi iki sert uzunumuzun da dörtlemesi ve kısa oyuncularımızın oyuna girememesinden ötürü benim umudum kırılmıştı. Neyse ki korktuğum gibi olmadı. Bogdan sakatlanınca Kenan da forma buldu. En azından hücumda biraz da olsa katkı verdi bu sefer. Yine başa baş geçen çeyreğin sonucu Bje son saniye basketiyle belirledi ve son çeyreğe 1 sayı önde girdik böylece.
Son çeyrekte Efes'i özetlemek için Heurtel diyorum. Efes'in 18 sayısının 10 sayısını kaydetti son çeyrekte. En dominant maçını oynadı Efes forması altında. Duda pivotsuz başladı periyoda. Fenerbahçe Semih ile başlasa da 2 dakika sonra Semih beşleyince Zoric ilk kez forma buldu maçta. Efes kontrolü elinde tutan taraf oldu Vesely oyuna dönene kadar. 4 sayı gerideyken Vesely tekrar oyuna dahil oldu ve hemen etkisini gösterdi. Girer girmez basketi buldu ardından da savunmada topu çaldı. Takımın biraz uyumaya meylettiği anlarda direkt diriltiyor ortamı enerjisiyle. Çok iyi karakter bu anlamda. Heurtel'in el üstü şutları psikolojik olarak da maçı Efes'e yaklaştırıyordu. Bu noktada maç boyu pek etkili olamayan Zisis üçlük isabeti buldu ve takıma nefes aldırdı. Maçın son dakikasına girilirken Heurtel kenara geldi. Güzel bir set sonucu Efes müsait durumdaki Perperoglou ile üçlük isabeti bularak tekrar öne geçti. Mola dönüşü ise 31.5 saniye kala Gou inanılmaz bir üçlükle takımı tekrar öne geçirdi. Efes'e sayıyı buldurmayınca sonraki hücumda Hickman'ın da serbest atışlardaki soğukkanlılığıyla maçı aldık.
Kaybedilen CSKA ve Olympiakos maçları sonrası takımın tekrar ayağa kalkması mental olarak katedilen yolun kanıtı. Ciddi maç sonu tecrübesi de kazandı takım. Gerek Malaga deplasmanı gerek içerideki Laboral maçı gerekse dün oynanan Efes maçında da bunu gösterdik. Üstelik Bogdan sakatlanmış, son çeyrek başlamadan iki önemli uzun dörtlemiş ve kısalar etkisiz oynuyor, hal böyleyken daha da etkileyici oluyor. Zisis hiç gününde değildi fakat son bölümde en kritik şutlardan birini kullandı. Bu karakterdeki oyuncular çok değerli. Özlediğimiz karakteri takımda görmeye başladık bu sezon. Emir'in ve Gou'nun savunmadaki eforunu da belirtmek lazım. Özellikle Emir gerek savunmada gerek hücumda cidden harika bir maç oynadı ve maçı bize getirdi.
Son olarak değinilmesi gereken bir nokta da Duda'nın Heurtel'i 55 saniye kala kenara alması ve orada unutması. Gou üçlük isabeti kaydettikten sonra neden almadı Heurtel'i oyuna tekrar anlayamadım. Obra maç sonunda taktik anlamda maçın galibi oldu eski koçuna karşı. Durum 17-17 aralarında. Yeri geliyor Pop bile böyle hatalar yapıyor gerçi 2013 Nba finallerinin 6. maçı hala akıllarda.
Aybars Elmacıoğlu (@aelmacioglu)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder