29 Ağustos 2014 Cuma

FENERBAHÇE'NİN ORTA SAHASI VE YENİDEN OLUŞTURULACAK SİSTEMİ 

2014-2015 sezonuna başlarken Fenerbahçe'de sadece Diego Ribas transferi yapıldı. Gönderilen isimler ise Salih Uçan, Samuel Holmen ve Cristian baroni oldu. Bu noktada Fenerbahçelilerin kafasında bir soru işareti oluştu: acaba bu orta saha mevcudu yeterli olacak mı? Sezona başlarken yapılan hazırlık maçlarında da gördük ki Fenerbahçe 4'lü savunma oynayacak yine. Zaten Egemen ekim ayına kadar oynayamayacak. Alves ise daha 1 hafta sahalardan uzak kalacak. Şu stoper kıtlığında 3'lü savunma oynaması biraz imkansız görünüyor Fenerbahçe'nin. 4'lü savunma oynarken ve Diego'yu da kullanırken oluşabilecek iki sistem geliyor aklıma ilk başta: 4-2-1-3 ve 4-3-1-2. Diego'suz bir oyun stilini benimseyeceğini hiç sanmıyorum İsmail Hoca'nın. Bunun için yeterli kredisi yok. O yüzden bu yazımda Diego'nun banko ilk on birde olacağını düşünerek temel iki sistem oluşturdum, oynama ihtimalimiz yüksek olan. İlki diamond diye de tabir edilen baklava dizilişi: 4-3-1-2.


Bu sistemde Fenerbahçe Diego'nun arkasına 3 orta saha yerleştiriyor. Bunların merkezinde ve biraz da arkalarında olan isim idealde Mehmet Topal. Kendisinin sakatlığı veya cezası durumunda da ön libero alternatifi Selçuk Şahin. Geçtiğimiz sezon Ersun Yanal, Topal'ı çok kritik bir rolde kullandı. Takım her hücuma çıktığında adeta kanat işlevi gören beklerin ardından iki stoperin arasına girerek savunmayı üçledi ve kesici, süpürücü bir rol üstlendi. İsmail Hoca ise, Aykut Kocaman ve Ersun Yanal'ın karışımı bir oyun stilini benimsemiş durumda Olympiakos, Roma ve Galatasaray maçlarında. Bu sistemde hemen her hücumda olmasa da Topal yine savunmayı üçlemeye devam ediyor ve edecek de. Onun yeri ve alternatifi Selçuk'un yeri o alan için banko durumda şu anda. Diego'nun da yerinin her iki sistemde aynı olacağını düşünürsek geriye ciddi bir alternatif sıkıntısı Fenerbahçe'yi bekliyor olacak. Baklava dizilişinde Diego'yu ve Topal'ı yerleştirdikten sonra iki isim daha gerekiyor. Bu iki pozisyon için üç alternatif var ve onlar da Alper, Emre ve Meireles. Formda oldukları dönemde Emre ve Meireles'in yeri garanti gibi görünüyor. Ancak bu iki ismin hem sakatlık sıkıntısı hem ceza sıkıntısı hem de formlarının devamlılığı konusunda ciddi soru işaretleri oluşuyor akıllarda. Bunun örneklerini geçtiğimiz sezonlarda bolca yaşadık. Bu durum maalesef Fenerbahçe orta sahası adına devamlılığın arz etmesi için en büyük sıkıntı. Ayrıca oyuncu profili olarak da ne Emre ne de Meireles sağ ve sol iç pozisyonlarında oynayabilecek isimler değil. Hücum esnasında kanatlara kayıp oradan hücuma destek verme konusunda sıkıntı yaşarlar. Emre, Meireles'e göre bu konuda bir adım daha önde de olsa bu iki ismi de bu roller için ideal göremeyiz. Alper, zaman zaman sol kanat oynadı geçen sene. Bu sezonki hazırlık maçlarında da zaman zaman Kuyt'ın yerine geçti. Yani kanat oynamayı ve o bölgelere destek vermeyi biliyor. Geçen yıl oynadığımız 4-3-3 sisteminde de görev aldığında hem sağ kanada hem de sol kanada zaman zaman kayıp, o bölgelerden hücumu destekliyordu ve Kuyt/Sow'un içe kaymasını sağlıyordu. Ayrıca içe kat eden forvetlerin oluşturdukları alan boşluklarından faydalanan Gökhan ve Caner ile de kanat aksiyonları gerçekleştiriyordu. Yani bu baklava dizilişinde Alper ideal bir oyuncu olarak ön plana çıkıyor. Ancak Alper bu ikiliden birinin yerini doldursa bile kenarda bu pozisyonlar için başka alternatif yok. Mehmet Topuz burada akla geliyor ancak son 3 sezondur kendisini ya sağ açıkta izledik ya da sağ bekte. Bu durumda sistem bu noktada kilitleniyor. Zaten bu diziliş sahaya koyulsa bile hücumda ciddi sıkıntılar oluşturacak. İleri ikilide oynayacak olan isimler kanatlara açılacak olsa merkez santrfor sıkıntısı çekecek takım. Diego o alanı doldurabilecek bir isim değil bunu hazırlık maçlarında da gördük. Sıkça ceza alanı içine ve çevresine geliyor ancak sahte 9 oynayacak bir kurguda değil Fenerbahçe. Hem oyuncu yapısı hem oyun yapısı hem de takımın pas kalitesi maalesef o standarttan epey uzakta. Savunmada ise çok sıkıntı yaşamayız. Sağ iç ve sol iç oynayacak olan ikili savunma durumunda orta alanı üçler ve ileri oyuncular da kanatlara gelip beklere yardım ederse takım savunması çok fazla sıkıntı yaşamaz. Ancak hücumda yukarıda bahsettiğim gibi ciddi soru işaretleri oluşuyor. Kanatları etkili kullanamayan Fenerbahçe'nin işi, zaten gol yememek için kapanacak rakipleri karşısında oyunun orta alana yığılmasına ve ciddi bir kilitlenmeye yol açacak. Diego gibi yetenekli bir isim bile olsa sahada bu derece kilitlenmiş bir oyunda rakibi açmak epey zor olacak. Zaten Topal ve Diego dışındaki iki pozisyonda ciddi alternatif sıkıntısı da yaşanacak. Eğer birkaç sakatlık ve ceza üst üste gelirse sistemden ciddi tavizler vermek zorunda kalabilir Fenerbahçe. Bir de diğer diziliş olan 4-2-1-3'e bakalım.


Bu sistemde ise Fenerbahçe yaklaşık 1.5 sezondur oynadığı 3'lü forvetten taviz vermeyip bunların arkasına Diego'yu yerleştiriyor. Diego'nun arkasında ise 4'lü savunmadan ötürü iki orta saha elemanı yer alıyor. Bunlardan birisi yine banko Mehmet Topal'ın pozisyonu olacak ve arada box to box oynaması gereken, iki blok arasında köprü görevi görecek bir pozisyon kalıyor. Burası için üç alternatif var ve bunlar yine Alper, Emre ve Meireles. Bu sistemin en büyük sıkıntısı bu sefer hücumdan ziyade takım savunması olacak. Ancak eğer bu sistemde roller oturtulur ve sağ ve sol forvette oynayacak olan muhtemel ikili Sow ile Kuyt fedakarlıklarını ve özverilerini artırırlarsa baklava dizilişinden daha derli toplu ve hem hücumda üretken hem de savunmada kompakt bir Fenerbahçe izleyebiliriz. Ancak bunun için hem Kuyt'ın hem de Sow'un performanslarını çok üst seviyelere çıkarması lazım. Diego ile Topal arasındaki pozisyon için ilk iki sıra özellikleri itibarıyla Meireles ve Emre'nin. Alper bu rol için biraz daha çalışması ve kendisini geliştirmesi gerekiyor. Geriden oyun kurma, diagonal paslar atma, kısa paslarda yüksek yüzde, top kaybetmeme, basit oynama gibi özelliklerini geliştirmesi gerekiyor. Emre ve Meireles'e gelirsek de bu iki isim de bu rol için gayet uygunlar. Zaten iki futbolcunun da özellikleri bu yönde. Performans durumlarına göre ve yabancı kontenjanının durumuna göre ilk on biri değişimli kullanacaklardır. Burada zaten sıkıntı orta alandan ve alternatiften çok hücum oyuncularının takım savunmasına vereceği katkı. Artı olarak da Diego'nun. Eğer Alex dönemindeki gibi bir yapıda rol verilecekse kendisine takım savunması bunu asla kaldıramaz. Alex varken kanat özellikli oyuncular sağda ve solda yer alıyordu. Bu da takım savunmasında sıkıntı oluşturmuyordu. Ayrıca birlikte oynadığı Nobre, Kezman, Semih, Güiza, Niang gibi oyuncular da hareketli ve basan oyunculardı. Kısacası koşmayan tek isim(genel anlamda koşmayan. yoksa hiç koşmuyordu demek ciddi bir körlük olur) Alex'ti ve takım bunu tolere edebiliyordu. Ancak şu anda Emenike savunma konusunda ciddi sıkıntılı bir isim. Kuyt ve Sow bu anlamda ciddi biçimde özverili ama geçen sene klasik üçlü orta sahamız varken bile zaman zaman ciddi sıkıntılar yaşıyorduk takım savunmasında. Bu anlamda uzun uzadıya düşünmek gerekiyor bu sistemi. Ana sistem yerine B veya C planı olarak da tutabiliriz bu dizilişi.

İki temel dizilişe de genel hatlarıyla değindik. Ancak bir üstte bahsettiğim 4-3-1-2 ve geçen sene oynadığımız klasik üç forvetli 4-3-3'ümüzü B ve C planı olarak kafada tutabiliriz. Geriye düştüğümüz maçlarda veya berabere giden oyunlarda çok iyi alternatif olur bu dizilişler. Ancak maça başlarkenki standart bir diziliş için hala uygun veriler yok elde. Diego'nun sadece 2 hazırlık maçında oynamış olması bu durumun en büyük nedeni. İsmail Hoca'nın basın açıklamalarına da bakarsak zaten kendisi de ana diziliş için henüz bir netlik oluşturamamış kafasında. Ligin ilk 4-5 haftalık periyodunda farklı dizilişler uygulayıp bunları skora göre revize edip, bu süreçte bir netlik kazandırması şu anda en olası seçenek. Önümüzdeki birkaç maçta kafamızda kurduğumuz bu birbirinden farklı sistemler sahaya canlı bir şekilde dökülecek ve bizim de elimizde hem oyun olarak hem de istatistiksel olarak çok daha sağlam veriler olacak. Bunların ışığında hem takımın gidişatını hem de ideal oyun yapısını kafalarımızda çok daha rahat bir şekilde oluşturabileceğiz. Umarım bu süreci en az hasarla atlatır Fenerbahçe ve sezonun geri kalanı için kredilerini erken tüketmez. Çünkü geçen sezon gördük ki sene başında, diğer takımlar henüz tam oturmamışken ve puan kayıpları yaparken alınan galibiyetler ileriki dönemde zorlu maç periyotlarında ve oyuncuların sakatlık, cezalılık gibi durumlarında ciddi bir kredi oluşturuyor. Yine geçen seneden farklı bir sezon görmemek ümidiyle. Yolumuz açık olsun.

sokriston.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder