4 Ocak 2015 Pazar

GOUDELOCK VE BIBA İLE OYNAMAK

Basketbolda oyun kurucu ve pivot mevkiilerinin öneminden hep bahsedilir. Kısmen doğrudur da. Yine de basketbolun birçok spor disiplinine göre daha çok "takım olma" nosyonunu içerdiği malumunuz. Bu yüzden oyun düzeninde sadece bir mevki bile aksadığında planlar istediğiniz gibi gitmeyebiliyor. Şöhretli oyuncularla döşeli bir ilk 5 veya 12 kişilik kadronun sizi başarıya götürmesi ancak bu şöhretlerin görev paylaşımını iyi yapması, iyi paylaşması, iyi takım olması ile mümkündür. Bu böyle olmasaydı Kobe Bryant, Steve Nash, Ron Artest, Pau Gasol ve Dwight Howard'lı LA Lakers kadrosunun tereddütsüz başarılı olması gerekirdi. Ya da bu seneki Bayern Münih, Unics Kazan, EA7 Milano takımlarının da Euroleague performanslarına bakarsak kadrolarının hakkını verememiş olduklarını görebiliyoruz. Elbette bu konu hakkında vermek istediğim mesaj "iyi oyuncular alın ve sonra onların iyi takım olmasını bekleyin" değil. Kilit nokta aslında bu kadroyu kurma aşamasında oluşacak takım kimyasını öngörmekte başlıyor. Transfer komitesi, genel menejer, koç doğrultusundaki sezon öncesi planlaması bu yüzden çok önemli. Basketbolda daha da önemli. Tabii ki işler bununla da bitmiyor. Daha sonra kadroya en uygun basketbol oyunlarını oynatmak koça düşüyor. Basketbol koçlarını efsane yapan da bu sebeptir.

Bu girizgahı Fenerbahçe Ülker ve Fenerbahçe Kadın Basketbol takımının birer problemi için yaptık. Fenerbahçe Ülker'den başlayalım. Basketbolda kısa forvet pozisyonuna çok önem verdiğim yakın çevremce bilinir. Çünkü bir takımın üç numarası her işten "en azından" biraz biraz yapabilmeli, fundementalı yüksek olmalı. Fenerbahçe Ülker'in klasik düzeni ise 3 guard ve 2 forvet üzerinde şekilleniyor. Yani 1 numarada oynayacak olan Kenan Sipahi, Nikos Zisis veya Ricky Hickman'ı saymazsak Bogdan Bogdanovic ve Andrew Goudelock 2 ve 3 numaraları oluşturuyor ve bu ikili yaklaşık 30'ar dakika süre buluyor. Her ne kadar sezona formsuz bir giriş yapmış olsa da (Dünya şampiyonasında oynayan diğer oyuncularımız için de geçerli idi bu durum) Emir Preldzic'in süresinin epey bir kısalmasına neden oluyor bu durum. Obradovic Bogdan ve Andrew ikilisinden hangisine daha "forvet" görevleri veriyor ya da böyle bir görev veriyor mu bilemiyorum fakat bu ikili aldıkları 60 dakikada "toplam" 5 asist ve 5 ribaunt yapabiliyor. Oysa ki CSKA'da Sony Weems bu istatistikleri tek başına yapabiliyor. Kadromuzda Emir varken ve çok büyük bir sıkıntısı yoksa muhakkak Goudelock ve Bogdanovic'in süresinden 3'er 5'er çalması ve minumum 25 dakika sahada kalması gerekiyor. Tabii ki Zisis, Emir gibi oyuncuların hücumda eline top değdirmemiz gerektiğini vurgulayalım. Aksi takdirde etkinlikleri ve verimlilikleri düşük kalacaktır, kaldı.

Fenerbahçe kadın basketbolunda ise kadro Tina Charles ve Angel Mccoughtry'nin becerileri üzerine kurulmuş durumda. Elbette ki bu iki oyuncu size şampiyonluklar getirebilir fakat bu iki oyuncunun yokluğu için de bir B planı olmak zorunda. Agnieszka Bibrzycka bu seneki Fenerbahçe kadrosunda kritik bir role sahip. Geçen senelerde Cappie Pondexter'ın verdiği katkı kadar olmasa da ona yaklaşmalı. Oysa ki çok da forvet özelliği olmayan Biba'nın çoğu zaman Angel ikamesi olarak kullanılması Fenerbahçe'nin hem bire birde hem de ribaunt savaşında bir adım geriye düşmesine sebep oluyor. Kübra Siyahdemir yetersiz, Cansu Köksal ise tecrübesiz bu pozisyon için. Tuğba, Birsel, Olcay, Bojovic ise hiçbir şekilde şut tehdidi yaratamıyor. Bu durumda savunulması pek de zor olmayan bir takım ortaya çıkıyor. Bu durumda Biba'nın 2 numara pozisyonu için ısındırılması hiç değilse istikrarlı bir şut tehdidi olması gerekiyor. Tina Charles ve Angel'ın yerlerinin garanti olduğu düşünülürse 4 numarayı Tuğçe ve Hollingsworth, 1 numarayı da Birsel ve Olcay ile kapatmak, Tina'yı N'dour ile, Angel'ı Cansu ile yedeklemek takım adına en iyisi olacaktır. Bojovic'i sadece Avrupa maçlarında kullanmak en makulu olarak görülüyor. 

yazar: Dmitri Fedorovic

FENERBAHÇE ÜLKER - CSKA MOSKOVA MAÇ ANALİZİ

Takım olarak elimizden geleni yaptık. Müthiş bir maç izledik. Gerek temposu gerek mücadelesiyle muhtemelen sezonun en iyi maçlarından biri oldu izleyenler için.

Savunma performansımızı arttırmamız gerek diyorduk ve takım bunu yapabildiğini gösterdi. İlk çeyrekte 28 sayı yedikten sonra maçın genelinde çok iyi savunma yaptık. İkinci çeyrekte 17, ikinci devredeyse sadece 29 sayı yedik. Özellikle bu istatistik bence çok değerli. Sonuçta bir devrede 29 sayıda tuttuğunuz takım şu ana kadar Euroleague‘in en iyi gözüken takımı CSKA Moskova. Khryapa sezon başından beri, Teodosic ise ilk turun yarısında yoktu. Bu eksiklere rağmen CSKA harika performans sergiledi. Teodosic gibi önemli bir oyuncu da döndü üstelik dün takıma. Savunma tarafında değerli istatistiklerden biri de CSKA‘yı üç sayılık atışlarda 7/25 gibi bir oranda tutmamız. CSKA‘nın takımca pek iyi üçlük atamamasının da etkisi var. kötü atmış olsalar da ilk turda %42-43 gibi bir oranla üçlük yiyorduk yanılmıyorsam. Ciddi bir gelişim vardı bu maç özelinde dış savunmamızda özetle.

Asist sayımız 20. Bu da gayet güzel bir istatistik. Zaten topu iyi dolaştırmaya başlamıştık ilk turun ikinci yarısında. Zisis‘in de gelişiyle buna devam ediyoruz.




Zisis‘e değinmek de şart. Gerçekten uzun zamandır gördüğüm en akıllı ve en olumlu sezon içi hamlelerinden biri. Takıma lazım olan parçayı güzel bulduk diyorduk dün sahada da gördük. Takımla henüz 3-5 antrenmana çıkıp 29 dakikada 5 sayı 6 asistle oynadı yüzüklerin efendisi. Takıma katacaklarının sinyallerini verdi. Bogdanovic'in çok iyi performansında kendisinin katkısı da büyüktü dün. Durun bir daha sevinelim şu transfere. Kendisiyle alakalı en olumsuz şey son çeyrekte Teodosic'in dengesiz atışında hızını ayarlayamayıp yayın gerisinde ona yaptığı fauldü.




Bogdanovic de gerçekten çok iyi oynadı. Bire bir zorlamayıp sete uyuyor. Perde çıkışlarını takip ediyor. Gerektiği yerde sorumluluk alıyor. Takıma artık alıştığı belli oluyor. Bu performanstan daha da iyilerini göstereceğine inanıyorum. Maçla beraber büyüyebilen bir isim.

Biraz da kötü gözüktüğümüz hususlardan bahsedelim. 19 top kaybı yaptık. Top 16‘ya geçilmesiyle beraber savunma düzeyinin yükseldiği ortada. CSKA da çok iyi savunma yaptı dün. Yine de ilk turda en az top kaybı yapan üçüncü takımdık. Bireysel hataların ve Itoudis‘in Fenerbahçe‘ye iyi çalışmasının etkisi oldu bu kadar yüksek sayıda top kaybı yapmamızda.




Goudelock özel bir skorer. Bu sebeple kendisine zaman zaman bire bir oynama opsiyonu tanınıyor. Tanınması da normal ama bunu abartmamak önemli. Dün fazla zorladı. Bu durum Hem momentum kaybetmemize hem de kendisinin sıkça ikili baskı yemesine sebep oldu. Goudelock'ın ikili sıkıştırma geldiği zamanlarda genelde doğru pası bulamadığını görüyoruz. Kendisine de zarar veriyor bu kadar zorlaması. CSKA zaman zaman çok yerinde ikili sıkıştırmalarla baskı altına aldı Goudelock‘ı ve bunlar genelde top kaybıyla sonuçlandı. Sonuç olarak da 5 top kaybetti kendisi. Obradovic'in bu duruma el atacağını düşünüyorum.

Oğuz da bu istatistiğe katkı yapanlardan oldu ne yazık ki. Oyuna girdikten sonra hücumda iyi bir katkı verdi fakat sonrasında yaptığı top kayıplarıyla psikolojik üstünlüğü ele alacağımız sırada o havayı ortadan kaldırdı. 7 dakika sahada kaldı ve tam 3 top kaybetti. Savunmada iyi bir oyuncu olmadığı ortadayken bir de böyle top kayıpları yaptı mı takım bunu tolere edemiyor. Semih neden tekrar oyuna girmedi anlayamadım. Koçla aralarında bir sorun mu var acaba diye düşünüyor insan. iyiydi de son zamanlarda. Umarım bu problem hallolur. Semih‘e ihtiyacımız var. Ne Zoric ne de Oğuz savunmada sertleşmemiz gereken anlarda pivot mevkisi için ideal isimler değiller.




Hickman ve Bjelica da günlerinde değildi pek. 45 dakikanın tamamında sahada kaldı Nemanja. Buna rağmen 10 sayı kaydedebildi. Kendisini daha fazla eleştirmeye gönlüm elvermez zaten. Şu bakışa bakın.

Zaman zaman 3 kısayla oynadı CSKA. Bu bölümlerde Emir'in daha efektif olabilseydi elimiz rahatlayacaktı. 3 numara transferi istiyordum ben Top 16 başlamadan önce. Zisis'den son derece memnunum ama Hickman'ın yerine bir 3 numara olsaydı çok daha iyi olurdu. Bu saatten sonra buna yapacak bir şey yok. Emir'in performansını arttırmasını bekleyeceğiz. İkinci çeyrekte gayet iyi bir performans da sergiledi. Oyunun kontrolünü Zisis ve Emir oyundayken ele almıştık ilk kez.

Maçın kritik bölümlerinde çok hücum ribaundu verdik. Bu bölümlerde genelde CSKA‘nın penetre eden kısasının (bu oyuncu da genelde Weems'di) savunmasına yardıma gidildi ve saha yerleşimi bozuldu. Savunmada iyi bir sonuç aldık bu riski almak gerekiyordu fakat ribaundlarda zaman zaman sorun yaşadık. Vesely'nin faul problemi pahalıya patladı. CSKA‘nın uzun rotasyonu ortada. Vesely'nin olmadığı bölümleri iyi değerlendirip hücum ribaundlarında dominantlaştılar . Gerçi daha çok bu maça özel gözüktü bu durum. Her takımın bu kadar güçlü uzun rotasyonu yok zira.

Ve kronik problemimiz serbest atışlar. CSKA 33/38 atarken biz 15/24 attık. Şaka gibi. Tamam CSKA çok iyi attı çizgiden ama adamlardan 14 tane daha az atış kullanıp 5 atış daha fazla kaçırmak da olacak iş değil.

Tribün Top 16 ile beraber seviye atladı dün resmen. Çok güzel bir atmosfer vardı. Sahaya etki ettiğimizi hissettim. Artarak devam eder umarım bu performans.

Yenilmemize rağmen keyif veren, bizi kahırlara sürüklemeyen bir maç oldu. çok güzel sinyaller verdik. Bu maçtaki performansımızı top 16 geneline yayarsak Top 8 yaparız. Burası çok net. Şu Fenerbahçe‘yi yenebilecek çok az takım var. Yüreğinize, mücadelenize sağlık.

yazar: unfaithful