Fenerbahçe yediği golden sonra toparlanmaya çalıştı. Oyunu dönem dönem rakip yarı alana yıkmaya çalıştı ama istediği pozisyonları bir üretemedi. Neredeyse sadece sol kanat işledi. Rakip ilk toplarda önde bastı ve rahat oyun kurdurmadı Fenerbahçe'ye. Bu noktada Meireles de sorumluluktan kaçtı. Topal savunma arasına gelip oradan bu işi yapmaya çalıştıysa da çok verim alamadı Fenerbahçe. Emre Belözoğlu eksikliği net bir biçimde hissediliyordu sahada. Bu dönemde Diego sorumluluk almaya çalıştı. Sık sık orta yuvarlağın gerisine gelip oyun kurmaya çalıştı. Bu aslında kendisini hem fiziki olarak yıprattı hem de ideal bölgesinden uzaklaşmasına yol açtı ve doğal olarak da verimini düşürdü.
Fenerbahçe önde basan rakibinin baskısını kırsa bilse dörtlü veya beşli bir orta alan bloğunu savunmanın önüne kurdu Bursaspor ve adeta boşluk tanımadı sarı-lacivertlilere. Bu oyuncu yapısıyla Fenerbahçe'nin rakibi açmasının tek yolu bence kanatları kullanmaktı. Ancak Topal'ın, Meireles'in ve Gökhan'ın kötü performanslarına Caner'in de oyundan alınmaları eklenince Fenerbahçe adeta çöktü ofansta. İlk yarı yine ikinci yarıya oranla daha iyiydi Fenerbahçe. İkinci yarı ise golü bulmuş olmasına rağmen adeta sahadan silinmişti sarı lacivertliler. golü bulduğu 65. dakikadan sonra bir 10 dakika kadar varlık gösterdi ama sonra yine aynı senaryo devam etti. adeta 1 puana sevindi Fenerbahçe. Peki bu sıkıntılar nelerden kaynaklandı? 90 dakikaya birkaç başlıkta göz atalım:
MEHMET TOPAL
Geçen yılki Ersun Yanal futbolunun kritik ismiydi topal. Şampiyonluğun bana göre saha içindeki en kilit ismiydi. Çok fazla isim ön plana çıktı. Genel olarak da Caner Erkin şampiyonluğun kritik ismi seçildi insanlar tarafından ama bence baştan beri anahtar ismi Topal'dı. Fenerbahçe, 2012-2013 sezonunun ikinci yarısından bu yana 3 forvetle 4-3-3 oynuyor. Geçen yıldan beri de Caner-Gökhan ikilisiyle ofansif bekler kullanarak adeta 7-8 kişiyle hücum ediyor. İşte bu noktada takımın kontra zaafı yaşamaması açısından Topal en önemli rolü üstlendi. Hava hakimiyeti, alan parselizasyonu, ribaund alması, savunmayı üçlemesi, beklerin boşluklarını doldurması, kesiciliği gibi üstün özellikleri ve kritik rolleriyle Fenerbahçe'nin hem takım savunmasını hem de hücum devamlılığını sağladı. Rakibi ilk karşılayan, doğru pozisyon alarak hem kendisinin hem de savunamadaki arkadaşlarının alan dağılımını kolaylaştıran, rakibi yıpratan ve topları çalarak da atakları yeniden başlatan isim oldu Topal. Ancak Bursa maçında, Fenerbahçe kariyerindeki en kötü maçlarından birisini oynadı. Bu da hem takım savunmasını zaafa uğrattı hem de hücumda etkisiz bir Fenerbahçe oluşmasına neden oldu. Buna ek olarak Meireles'in de gölge adamlaşması, oyun kurmaktan kaçınması Fenerbahçe'nin orta sahasının Bursaspor orta sahası karşısında ezilmesine neden oldu. Maç boyunca bu orta saha eksikliğini yaşadı Fenerbahçe.
CANER'İN OYUNDAN ERKEN ALINMASI
Caner geçen sezon Erciyes maçında da bu tip bu durumla karşı karşıya kalmıştı. Açıkçası çok ders aldığını söylemeyiz. Ancak bence bu maçtaki ruh hali geçen senekinden farklıydı. Yine gergindi ama kırmızı karta o kadar meyilli değildi. Yine de bu kısım İsmail Hoca'nın değerlendirmesi gereken kısımdı ve Caner'i oyundan almakta karar kıldı. Ancak benim burada eleştireceğim nokta Caner'in ofansif veriminden mahrum kalmak. Gerçekten oyundan alındığı 35. dakikaya kadar Fenerbahçe'nin hücumlarının neredeyse tek etkili ismiydi. Gökhan'ın formu çok iyi değildi ve orta alana kilitlenen oyunu açmak ancak kanatlar yoluyla olabilirdi ve bu noktada da eldeki tek alternatif Caner'di. Ancak hoca bu riski almayı tercih etmedi ve Caner maçı tamamlayamadı. Savunmada verdiği açıklar da Caner'in çıkmasında etkili oldu ama bu sadece Caner'le ilgili bir sıkıntı değildi. Takım savunması genel anlamda kötü durumdaydı ve bunda yine Topal'ın formsuz oluşu baş etkendi. Zaten üstte değindim bu konuya.
Gökhan'ın bu sezon görev aldığı 10 maçtaki(892 dk.) saha yayılışı |
Caner'in bu sezon görev aldığı 9 maçtaki(659 dk.) saha yayılışı |
Aslında anlatmak istediğim biraz da bu. Caner süre aldığı dönemde, kendi kanat koridorundaki yayılışını daha çok orta alanın ön bölgesinde hücum kısmında yapıyor. Yani 2. ve 3. bölgede daha çok topla oynuyor Caner, oralarda daha fazla zaman geçiriyor. Gökhan ise 2. bölgeye daha fazla mahkum kalmış Caner'e oranla. 3. bölgede Caner'den çok görünmüş olma sebebi de aradaki yaklaşık 250 dakikalık süre farkı. Kendi aldıkları süreler içerisindeki, kendi yayılışlarını kontrol edersek ve oranlarsak Caner, Gökhan'dan daha fazla 3. bölgeye gitmiş. Bu da zaten bizim için ne kadar önemli bir hücum silahı olduğunu anlatmaya yetiyor. Bursa maçında da bundan dolayı hocanın onu oyunda tutmasını beklerdim.
DİEGO-SOW DEĞİŞİKLİĞİ VE EMRE
İkinci yarıda 56. dakikada sakatlandı Diego ve yerine Sow girdi. Emenike, bu tip maçlarda stoperler arasında adeta eriyip gidiyor. Bu oyun bilgisine çok fazla sahip değil. Böyle durumlarda kendisini sağ veya sol kanada yakın oynatmak en mantıklısı. Zaten Sow oyuna girdiğinde merkeze geçti ve Emenike de sol kanada kaydı. Bu dakikadan sonra Emenike sahada varlık gösterebilmeye başladı. Ancak yine de benim takıldığım nokta Emre oldu. Oyuna girmesi için neden 85. dakika beklendi anlayamıyorum. Hafta içi 3-4 antrenmana çıkabilmiş, 90 dakikayı çıkaramayacağı aşikar ama en azından son yarım saatlik dilimde kendisi kullanılabilirdi. Çünkü hem orta saha dinamizmi için hem de oyun kurup topu yönlendirebilmek açısından etkili olurdu Emre.
Genel anlamda Bursaspor orta sahası karşısında ezilen, bireysel performansların düşük kaldığı, değişikliklerin etki etmediği bir maçtı Fenerbahçe için. İlk yarıda çok mahkum bir oyun oynamadı Fenerbahçe ama üretkenlikten de uzaktı. İkinci yarıda ise işler iyice sarpa sardı ve adeta kabus gibi bir 45 dakika geçildi. Futbol şansının yanımızda olmasından ötürü 1 puanı kurtarabildik. Gelecek maçlar ciddi dersler çıkarılabilecek bir maçtı bu maç. Ben 1 puanın çok kötü olmadığı kanaatindeyim. Eğer gereken dersler alınırsa bundan sonra 7 maçın 7'si de kazanılabilir. Buna engel hiçbir durum yok. Ayrıca Deigo'yu daha çok iç saha maçlarında kullanmamız gerektiğini de gördük bence. Bir önceki Çaykur Rizespor maçıyla birlikte düşünülüp değerlendirildiğinde çıkarılacak çok fazla ders var. İsmail Hoca ve ekibi bu derslere çalışıyordur. Birçok şey olumsuz geçse de uzun vadede bizim için iyi bir maç olacağı kanısındayım. Yolumuz açık olsun. Ne olursa olsun bu ligin anahtarı hala bizim elimizde. Şampiyonu Fenerbahçe belirleyecek.
(sokriston)